Özgür Olma Arzusu Tutunma İhtiyacına Karşı

Evrenin bu köşeciğine savrulup kökleri toprağa düğümlenmiş bir yaşam olasılığıydı o, buna aklı eriyordu. Aklı eriyordu, doğru. Ya annesi elini gevşetseydi, ne tarafa doğru yürürdü? Hep ‘hayır!’ diyen baba gözlerinin gözetiminde olmasa, sınamaya cesaret eder miydi başka olasılıkları? Onları hayâl ettiğinin farkedileceği düşüncesi bile kaygı vericiyken...
Eğer insan olmamış olsaydı...Uçurgan tüyleri olan tohumlar misali sürüklenip rüzgârda, başka ama benzer bir hayata mı düşerdi yoksa, yine değişemeden ve kaderini değiştiremeden? Yumuşak toprağını seven bir kavun gibi, karnının altında güvenli yeryüzeyini ve sırtında güneşi hissederek, kendince özgür ve huzurlu büyürdü herhalde.
Ama insandı, daha küçüktü ve özgürlüğü düşlemek istiyordu, düş görürken sınırlarını gören bir büyük gibi değil, sınırları küçümseyen bir çocuk gibi...
(a.f.g.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder